
Atalarımızın bundan tam 101 yıl evvel canlarıyla ve kanlarıyla kurdukları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birinci asrını geride bırakıp ikinci asrına girdiğimiz bu kutlu günde her nekadar mevcut iktidar ve iktidar ortakları iktidarda bulundukları 22 yıl boyunca çeşitli parti, örgüt, cemaat ve tarikatlar ile işbirliği içerisinde Cumhuriyetimizin bütün değerlerini ve kazanımlarını birer birer yok etmeye yönelik söylemlerde bulunup, bu mihvalde adımlar atsalar da tıpkı bu iktidardan evvel ki iktidarlarda olduğu gibi bu iktidar döneminde de bütün bu söylemler boğazlarında kaldı, adımları ayaklarına bağ oldu takılıp kaldılar. Cumhuriyetin bütün kazanımlarını ve değerlerini birer birer silip atmak isterlerken kendi siyasi iktidarlarının ve partilerinin çöküşlerini hızlandırdılar ve yine kendilerinden evvel ki Cumhuriyetin değerlerine karşı savaşan iktidarlar,partiler, örgütler, cemaatler ve tarikatlar gibi tarihin çöplüğüne doğru geri dönüşü olmayan ibretlik bir sona doğru yolculuğa çıktılar.
“Türk Milleti sanki bir bütün halinde gaflet uykusuna dalmış” denilen en karanlık günlerde, vatanseverlerin kaygı ve korku içerisinde olup bitenleri izledikleri, birşeyler yapmaya ve bu ihanetlere karşı sesini çıkarmaya çalışanların ise birer birer gözlatına alınıp, tutuklandıkları, cezaevlerine atıldıkları en umutsuz günlerde bile sanki kutlu ataların şehit ruhları, ölmez canları, akıttıkları aziz kanları ilahi bir müdahaleyle bütün bu karanlık, kirli hesapları, planları ve girişimleri bertaraf etti ve sonsuza kadar da etmeye devam edecektir.
Zira Sultan Alparslan’ın “Size öyle bir vatan aldım ki kıyamete kadar sizin olacaktır” sözü de, Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün “Benim naçiz vücudum elbet birgün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü de bu koruyuculuğun sonsuza kadar var olacağının iki farklı ve kutlu işaretleridir.
Elbette ki “Sahipsiz vatanın batması haktır” sözünün hakikati ışığında yanlızca bu ilahi koruyuculuğa iman etmek ve hiçbirşey yapmadan Türk yurdunda olup bitenleri izlemek de büyük bir gaflet ve hatta öyle ki bir noktadan sonra da ihanet olacaktır. İşte bütün bu hakikatleri bir daire içerisinde ele alarak ilahi koruyuculuğun bizlere azim, gayret ve mücadele ruhu vermesi, bu azim, gayret ve mücadele ruhuyla da yılmadan, bıkmadan, yeise düşmeden yine bir başka Türk büyüğümüz olan İsmail Gaspıralı beyefendi’nin “İş’te, Fikir’de, Dil’de” birlik sözlerinde işaret buyurdukları gibi hayatın hemen her alanında birlik içerisinde Türk Milleti’nin, Türk Devleti’nin, Türk Bayrağı’nın, Türk Atalarının, Türk Tarihinin, Türk Cumhuriyeti’nin ve Türk İnkilaplarının düşmanı olanlara karşı birlik içerisinde mücadele etmeliyiz ki etmezsek aksi taktirde inandığımız ve iman ettiğimiz ilahi koruyuculuk ruhu da bizlere yardım etmeyecek ve hatta ilahi lisan ile “Müstehak” diyecektir.
Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed s.a.v’in “Birlikte rahmet, ayrılık da azap vardır.” Hadis-i Şerifinin hemen her anlamda hayatlarımızda tecelli ettiğini bildiğimiz ve şahitlik ettiğimiz halde içerisinde hem müjde hem de uyarı barındıran bu kutlu sözün mutlaka Türk Milleti’nin kaderinde de tecelli edeceğini de unutmadan birlik içerisinde rahmete, selamete ve refaha ermeli, çeşitli sebepleri ve kişisel kavgaları bir kenara bırakarak ayrılığın gazabından kaçınmalıyız. Temelinde aziz atalarımızın mübarek canları ve kanları olan Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, istiklali ve istikbalinin Türk Milleti’nin her hain oluşum ve girişime karşı milli bakış ve milli duruş ile mücadele birliğinden geçtiğini unutmadan Cunhuriyetimizin ikinci asırının başında Minber’den bir garip hatip olarak siz büyüklerime, kardeşlerime sesleniyor “Gelin canlar bir olalım, düşmana kılınç çalalım” diyorum.
Sözün özünün mutlak anlamda Türk Milleti’nin fikir birliği olduğunu kat’i surette unutmamamız gerektiğini sözlerimin sonunda bir kere daha ifade ediyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı, Cumhuriyetimizin 101.yaşını kutluyor bu vesileyle Cumhuriyete giden yolun yolbaşçıları olan İttihat ve Terakki’nin bütün kahraman mensuplarını, Şehit Talat Paşa, Şehit Enver Paşa, Şehit Cemal Paşa, Şehit Bahaeddin Şakir Bey, Şehit Cemal Azmi Bey, Bilge Babamız Ziya Gökalp Bey başta olmak üzere bütün İttihatçıları ve Cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK’ü ve silah arkadaşlarını rahmet, minnet, şükran, saygı ve özlemle anıyorum.
Allah Türk’ü ve Türk Yurtlarını Korusun!
Başkurt Taner YURTBAŞI